30 Kasım 2011 Çarşamba

Kenan Sipahi

Tofaş altyapısının ne kadar parlak yeteneklere ev sahipliği yaptığı her basketbolseverin malumu. Bu altyapının son meyvalarından biri, hatta en olgunu Kenan Sipahi. 1995 doğumlu, Karadağ asıllı oyuncu bu seneden itibaren Tofaş'ın BBL maçlarında boy göstermekte. Genç yaşına rağmen olgun oyunuyla bu sezonun en ilgi çekici oyuncularının başında geliyor.

Yetenekli guard şu ana kadar çıktığı 6 maçta 3,5 sayı ve 4 asist ortalaması tutturdu. Asist ortalamasının BBL'de en iyi 12. ortalama olduğunu söylemek lazım. 16 yaşında bu tarz bir istatistiğe ulaşması gelecek için büyük umut veriyor kuşkusuz. Zaten üstün saha görüşü ve pozisyonuna göre sahip olduğu fiziksel avantajı, senelerdir gerek ulusal gerekse uluslararası otoriteler tarafından öne çıkarılan yetenek olmasında etkili oldu. Özellikle geçen yaz U18 Avrupa Şampiyonasında, yaşından büyüklere karşı oynadığı oyunla büyük takdir topladığını da eklemek gerek. Kerem Tunçeri'nin ardından hala üst kalite bir oyun kurucu bulamamış olan Türkiye'nin, Kenan'ın gelişimini bu hızla sürdürmesi şartıyla gelecekte guard problemi yaşamayacağını söylemek yanlış olmaz. Özellikle Enes Kanter'le birlikte yapabileceklerini düşününce kupa hayalleri görülmeye başlıyor ansızın.

29 Kasım 2011 Salı

Kaan Kural Ve Orkun Çolakoğlu

Ntvspor ve NBA TV'den tanıdığımız Kaan Kural ve Orkun Çolakoğlu, internet üzerinden dinlenebilecek olan bir podcast yayınına başladı. İlki geçtiğimiz hafta cuma günü gerçekleşen yayınlar, haftada 3 defa (Pazartesi-Çarşamba-Cuma) olmak üzere yayınlanacak.

Dinlemek isteyenler için linkler;

1.bölüm: http://soundcloud.com/orkunco/podcast1

2.bölüm: http://soundcloud.com/orkunco/podcast2-1

http://soundcloud.com/user3818648/podcast2-2

http://soundcloud.com/orkunco/podcast2-3

Haftalar sonra gelen bir ekleme: Eğer bütün kayıtlara bir yerden ulaşalım ve yeni kayıtları anında dinleyelim diyorsanız;

http://potacast.blogspot.com/

27 Kasım 2011 Pazar

Bir Dönemin Ardından

Temmuz ayından itibaren birçok NBA takipçisinin kabusu olan Lock-Out dün sona erdi. Geçen haftaki görüşmelerde yaşananlardan sonra, uzun bir süre daha NBA’den yoksun kalınacağı gibi bir yaygın görüş hakim olmasına rağmen, şok bir hamleyle takım sahipleri ve oyuncuların anlaştıklarını açıklaması, çoğu insanın bayram yapmasını sağladı desek sanırım yanlış olmaz.

Öteki yandan anlaşma haberinin gelmesine sevinenler kadar üzülenler de var şüphesiz. Çünkü sonuçta NBA’den Avrupa piyasasına akan yıldızlar bu kararla birlikte Amerika’nın yolunu tutacaklardır. Bu durum takımlarında NBA yıldızlarına yer veren koçların stratejilerini elbette sekteye uğratacak. Euroleague cephesinden bakarsak; Real Madrid, Maccabi Tel-Aviv, Nancy, Milano gibi takımların kilit rollerde yer alan oyuncularını kaybetmesinin ardından ne yapacakları büyük soru işareti. BBL yönünden incelersek ise; Beşiktaş sanırım sadece Türkiye’de değil, tüm takımlar içinde en büyük kayba uğrayan takım. Oysa Deron Williams transferi ve ardından gelen Lamar Odom transferleri seyirciyi epey heyecanlandırmıştı. Ancak kararın ardından Odom’ın oynayamadan kontratının iptal olacak olması ve Williams’ın geri dönmesi seyircinin ateşini söndürebilir. Şok kararın ardından takım şu an bir B planına sahip değilmiş gibi duruyor ve acilen bu durum kotarılamazsa, geçen sezondaki haline hatta daha gerisine gidebilir şu anın formda Beşiktaş’ı.

Mehmet Okur’un, Utah’a dönecek olmasıyla kilit roldeki bir yıldızını kaybedecek bir diğer takım da Türk Telekom. Şu ana kadar Kambala-Okur ikilisi iyi iş yapmıştı. Pota altı starlarından birini kaybedecek olan Telekom, Okur’u epey arayacaktır.

Anadolu Efes, Fenerbahçe Ülker ve Galatasaray Medical Park ise kadrolarında NBA yıldızları bulundurmalarına karşın, gidenlerin yerlerini doldurmaya müsait kadrolara sahipler. Sanırım onların görece daha az vahim bir durumda olduklarını söylemek yanlış olmaz.

Sezonun 26 Aralık günü başlayacak olması elbette herkesi heyecanlandırıyor. Ama bu bir aylık süreç hiç kolay geçmeyecektir. Sanırım o güne kadar Euroleague ve NCAA maçları bir nebze daha hafifletir heyecanı. O günün gelmesi ardından ise uykusuz geceler başlar…

25 Kasım 2011 Cuma

Euroleague Hafta #6

Geride bıraktığımız haftayla Euroleague normal sezonunun ikinci yarısının startı verildi. Bu haftayı Türk takımları 2 galibiyetle tamamlarken, deplasmanda uzatmaya giden maçta Fenerbahçe Ülker sahadan mağlubiyetle ayrılan tek Türk takımı oldu. Haftanın göze çarpan maçları ise heyecanın son ana kadar taşındığı Unicaja-Panathinaikos ve Siena-Kazan maçlarıydı.

Euroleague’in bu seneki en kaotik grubu şüphesiz A Grubu. Bu grupta yer alan Fenerbahçe Ülker, Caja Laboral karşısında uzun süreyle iyi götürdüğü maçı, uzatmada normal süredeki performansında sürdürememesinden ötürü 5 sayı farkla yitirdi. Böylece Caja Laboral iki maçta da yendiği FB Ülker’e karşı büyük avantaj yakalamasının yanı sıra, gruptaki liderliğini de sürdürmüş oldu. Bu sene şu ana kadarki maçlarda istikrarlı bir şekilde dış şut performansı yakalayan Teletovic’i büyük oranda durduran Fenerbahçe Ülker’in, bu maçı kaybetmesindeki en önemli sebepler; Ukic’in takımı iyi yönetememesi, Gist’in yetersiz kalması ve Preldzic’in oyuna bir türlü girememesi olarak gözüküyor. Özellikle Gist savunmada sürekli aksadı ve San Emeterio yüksek bir performansla takımını galibiyete taşıdı. Zaten belirtmek gerek ki, Fernando San Emeterio bu maçtaki performansıyla haftanın MVP’si oldu. Gruptaki diğer maçlarda Olympiacos ve Nancy kendi sahalarında galibiyete ulaşınca grupta bir anda 4 tane 3 galibiyet-3 mağlubiyete sahip takım var oldu. Grup sonuncusu Bilbao Basket’in 2 galibiyet-4 mağlubiyetle bu takımları yakından takip ettiğini ve hala tur atlama şansının kaybolmadığını düşününce, A Grubu’nun seyir zevki yüksek maçlara gebe olduğunu söylemek pek yanlış olmaz.

Süper yıldızı Andrei Kirilenko’nun burnunun kırılması sebebiyle iki hafta liderinden yoksun kalacak olan CSKA Moskova, bu hafta Zalgiris Kaunas'ı yendi. Bu sonuçla Rus ekibi 6’da 6 yaparak B Grubu’nda liderliğini sürdürdü ve Top 16’ya kalmayı garantilemiş oldu. Grubun üst sıraları yakından ilgilendiren, önem derecesi hayli yüksek maçında –ki Euroleague Magazine’e göre haftanın maçı- Unicaja epik bir son bölüm performansına karşı duramayarak Panathinaikos’a yenildi. Maçın son 11 saniyesinde 2 tane üçlük isabeti bulan Dimitris Diamantidis şüphesiz maçın adamıydı.

C Grubu’nda yer alan Anadolu Efes, iki maçlık mağlubiyet serisine Partizan karşısında son verdi. Sezonun açılış maçında Belgrad’da mağlup ettiği rakibini bu sefer iç sahada deviren takım tam anlamıyla rahat bir nefes aldı. Partizan’da sezon başından beri başarılı performansıyla dikkat çeken Karadağlı Pekovic, sezonun en kötü performansına bu hafta imza attı. Tabi bunda Efes uzunlarının özellikle Ermal Kuqo’nun pota etkinliğinin payı büyük. Defansta sağlanan bu etkinliğin yanına Vujacic’in yüksek yüzdeli dış atışları eklenince Anadolu Efes bu haftayı galibiyetle geçmiş oldu.

Kazanması gereken maçlardan ilkinde Galatasaray Medical Park, Asseco Prokom’la kendi sahasında karşılaştı. Sarı-Kırmızılılar çok uzun süre geride götürdüğü hatta 15 sayı geriye düştüğü maçı, Zaza Pachulia’nın geldiği günden beri sergilediği en parlak oyununun yardımıyla kazanmayı bildi. Bu galibiyetle GS Medical Park D Grubu’nda ilk 4’e kapağı atmış gibi gözüküyor. Eğer sürpriz mağlubiyetler gelmezse veya rakipler, favori ekipler karşısında sürpriz galibiyetler almazsa bu durumun değişmesi zor gibi gözüküyor. Bu arada iki haftadır takımını büyük coşkuyla destekleyen Galatasaray taraftarından söz etmemek olmaz. Geçen sene Fenerbahçe seyircisinin Sinan Erdem’de oluşturduğu atmosferin bir benzerini bu sene Abdi İpekçi’de oluşturuyolar. Darısı diğerlerinin başına…

D Grubu'nun diğer maçında geçen hafta İstanbul’dan galibiyetle evine dönen Barcelona, bu hafta Olimpija’yı konuk etti. Galibiyete rahat uzanan Barcelona’da Juan Carlos Navarro, 14 sayı atarak Marcus Brown’un elinde bulunan Euroleague’de tüm zamanların en skoreri payesini ele geçirdi. Ayrıca Barcelona, yenilgisiz devam ettiği sezonda Top 16’i garantileyen ikinci ekip oldu. Grubun bir diğer maçında ikincilik yarışında çekişen M.Siena ve Unics Kazan karşı karşıya geldi. Unics Kazan deplasmandan Henry Domercant’ın skorer oyunuyla galibiyetle dönerek ikinci yarışına tekrar ortak oldu. Bu maç hakkında son dakikaların büyük çekişmeye sahne olduğunu ve Avrupa basketbolunun neden zevkli olduğunu bize hatırlattığını söylemekte yarar var. Eğer izlemediyseniz ve imkanınız varsa bir boş zamanınızda bu maçın son dakikalarını izlemenizi tavsiye ederim.

Bu hafta deplasmandan mağlubiyetle dönen Fenerbahçe Ülker gelecek hafta, iç sahada Olympiacos’u konuk edecek. A Grubu’nda sıralamanın ne kadar değişken olduğu ortada. Bu sebepten ötürü Fenerbahçe riskli haftalar geçirmek istemiyorsa kendi evindeki bu maçı kazanmak hatta farklı kazanmak zorunda. Atılan her sayı ikili, üçlü averajda altın değerinde olacak. Diğer Türk ekipleri Anadolu Efes ve Galatasaray Medical Park ise deplasmana gidiyorlar. Anadolu Efes Belçika’da, ilk maçta sürpriz bir yenilgi aldığı Belgacom Spirou ile karşılaşacak. Galatasaray ise uzak Kazan deplasmanında boy gösterecek. Bu maçta alınacak bir galibiyet Galatasaray’da ilk 3 için küçük bir umut yaratabilir. Diğer kalan maçlarda en göze batan karşılaşma tartışmasız Partizan-Maccabi Electra maçı. C Grubu lideri Maccabi’nin Pionir Arena’da Partizan karşısında kolay bir galibiyet alması uzak bir ihtimal gibi gözüküyor. Bu ihtimal çekişmeli bir maçın habercisi!

19 Kasım 2011 Cumartesi

Euroleague Hafta #5

Belki de Euroleague'nin en süprizli haftasını geride bıraktığımızı söylemek yanlış olmaz. Özellikle Brose Baskets'in PAO galibiyeti ve KK Zagreb'in Zalgiris galibiyeti bunun en net örnekleri. Diğer bir yandan ise Türkiye adına bu hafta sadece Fenerbahçe'nin galibiyet alabilmesi, beklentileri maalesef karşılıksız bıraktı.

A Grubu'nda, her takımın her takımı yenebileceği zaten haftalardır konuşuluyordu. 5. haftanın ardından oluşan puan durumu da bunu kanıtlar nitelikte. Grup birincisi 3 galibiyet almışken, grup sonuncusunun 2 galibiyeti var. Caja Laboral karşısında aldığı galibyetle deplasmanda ilk galibiyeti alan Bilbao ayrıca A Grubu'nda bu haftanın tek deplasman galibi oldu.

Haftanın iki büyük süprizi B Grubu'nda gerçekleşti. Brose Baskets kendi sahasında Panathinaikos'u devirirken, Zagreb ilk galibiyetini Zalgiris karşısında aldı. Brose Baskets bu galibiyetle Top 16'ya göz kırparken ikinci yenilgisini alan PAO kafalarda soru işaretleri oluşturmuş durumda. CSKA ise ilk yarısında bir nebze zorlandığı Unicaja maçını ikinci yarısında Andrei Kirilenko'nun fevkalade performansıyla galibiyete uzandı. AK 47 bu hafta gösterdiği performansla bir yandan haftanın MVP'si sıralamasında da birinci sırada.

Anadolu Efes'in yer aldığı C Grubu'nda ise en büyük süpriz şu ana kadar Anadolu Efes'in göstermiş olduğu kötü peformans. 20 milyon €'ya yakın bir para harcayan kulübün bu hafta Madrid deplasmanındaki kötü oyunu, son halka oldu kuşkusuz. Gelecek hafta oynanacak olan iç sahadaki Partizan maçının önemi iyice artmış durumda. Partizan son iki maçını kazanmış durumda ve bu hafta 20 sayı geriden gelip kazandıkları Milano maçı takıma büyük moral kazandırmış olmalı.

Galatasaray geçen hafta Olimpija karşısında oynamış olduğu pozitif oyunu bu hafta Barcelona karşısında devam ettirmiş olsa da mağlubiyeti engelleyemedi. Ancak bütün izleyenlere D Grubu'nda tur atlamaya en yakın takımlardan biri olduğu hissetirdi kuşkusuz. Diğer maçlarda Siena ve Kazan rahat galibiyete ulaşarak haftayı kayıpsız atlattılar.

Gelecek haftanın en beklenen maçı kendi adıma söylemek gerekirse Caja Laboral-FB Ülker maçı. Bu maçın grubun zirvesi adına kilit bir karşılaşma olacağı düşüncesindeyim. Bunu yanı sıra Unicaja-Panatinaikos ve Anadolu Efes-Partizan maçları çekişmeli geçmeye aday maçlar.

3 Metre 5 Santim

Uzun zamandır basketbol temalı bir blog hazırlama planlarım vardı. Gerek yoğunluktan gerekse iyi bir iş çıkaramassam yaşayacağım pişmanlıktan dolayı bu planları hep erteledim durdum. Artık bu projeyi gerçekleştirmek için doğru zamanın geldiğine inanıyorum ve ilk adımı atıyorum...