2 Aralık 2011 Cuma

Euroleague Hafta #7


Geçtiğimiz hafta sonu NBA Lokavtının sona ermesi, 7. haftanın bir nevi veda havasında oynanmasını sağladı. Çoğu NBA yıldızı bu haftayla birlikte Avrupa'da son maçlarını oynamış oldular. Atmosferdeki veda kokusunun yoğunluğundan mı bilinmez, büyük yıldızların fazla öne çıkmadıkları bir EL haftası oldu. Hatta haftanın MVP ödülünü Lorbek ve Macvan'ın paylaşması ve 4 oyuncunun verimlilik puanı sıralamasında onların hemen 1 puan arkalarında olması da bunun net kanıtı.

Tam anlamıyla süpriz diyebileceğemiz bir galibiyet yaşanmayan haftada, bu tanıma en yakın galibiyet; Zalgiris'in iç sahada Unicaja'yı mağlup etmesiydi sanırım. Kaunas deplasmanının zor bir deplasman olması ve Unicaja'nın performansının dikey düşüşte olduğunu düşününce, bu galibiyete süpriz demek de yanlış olur hatta.

Sene başından beri maçların denk gittiği, skorların birbirine son derece yakın olduğu A Grubu'nda; Fenerbahçe Ülker ve Cantu haftanın karlı çıkan takımları oldu. FBÜ, geçen seneyi anımsatan bir performans gösterdiği maçta, iç sahada Olympiacos'u 16 sayı farkla yenmeyi başardı. Sene başından beri formsuz olan Ukic'in iyi oyununa Jerrells'ın skorer oyunu da eklenince, iki guardından da verim alan Fenerbahçe sayı averajıyla da olsa liderliğe yükselerek Top 16 için büyük aşama kaydetti. Geçen hafta kısa süre alan Preldzic'in bu hafta da kısa süre sahada kalması ve sorumluluklarının azaltılmış olması bu haftanın takım stratejisi adına en göze batan değişikliği olarak göründü.

Gruptaki diğer maçta, Nancy Batum olmadan çıktığı ilk karşılaşmada Bilbao'ya farklı kaybetti. Nancy'nin bir üst tura çıkma konusunda hala yüksek bir şansı olsa da, bundan sonra işi çok zor görünüyor. Önümüzdeki hafta kendi evlerinde FBÜ karşısında oynayacakları maç kritik öneme sahip. Haftanın A Grubundaki diğer bir galibi ise Bennet Cantu'ydu. Pala Desio'da oynanan maçta, Caja Laboral'i bir ara 20 sayı öne geçtikleri maçı krize sokarak 3 sayı farkla yenebildiler. Bu galibiyetle birlikte 4 galibiyete çıkarak avantaj sağlasalarda, en zor fikstüre onlar sahip olduğu için gelecek haftalarda zorlu maçlar oynamaları gerekiyor.

Üstteki sıralamanın hemen hemen belirginleştiği B Grubu'nda, bu haftaki sonuçlardan sonra üçüncü ve dördüncü sıralar için kuşkusuz büyük çekişme yaşanacak. Özellikle Unicaja'nın hızlı bir şekilde yaşadığı performans kaybı ve buna karşılık KK Zagreb'in gittikçe EL'e alışması oradaki rekabeti arttırıyor. Brose Baskets ise bu hafta Teodosic'in son saniyede attığı üçlükle CSKA'ya kaybetmesine rağmen Almanya'da karşısına çıkan bütün takımları zorlayabileceğini gösterdi. Haftaya deplasmanda alacakları bir Unicaja galibiyeti üçüncülük yarışında öne çıkmlarını sağlayabilir.

NBA yıldızlarına önemli görevlerde yer veren takımların çok sayıda olduğu C Grubu'nda, bu haftanın ilerisi için bir dönüm noktası olması beklenebilir. Real Madrid, Maccabi Tel-Aviv ve Milano yerleri doldurması zor olan önemli yıldızlarını kaybediyor. Özellikle Madrid, Fernandez ve Ibaka'yı ileride çok arar gibi görünmekte.

C Grubu'ndaki Türk temsilcisi Anadolu Efes, ilk maçta İstanbul'da yenildiği Spirou Charleroi'yı Belçika'da 66-62 mağlup etti. Alınan galibiyet Efes'i tekrar iddialı bir konuma soktu kuşkusuz. Fakat oyun içinde yaşanan dalgalanmalar gelecek için kötü sinyaller veriyor. Fark açıldıktan sonra bir türlü maçın kopmaması ve ev sahibi takımın düşük yüzdesine rağmen galibiyetin 4 sayı farkla gelmesi akıllarda soru işareti oluşturuyor. Dış atıcıların yetersiz olması ve yaratıcılık konusunda bütün işlerin Kerem Tunçeri'ye kalması şu andaki en büyük problem. Eğer kısa rotasyonuna iyi bir parça eklenmesse Top 16'de Efes'in ilerleme şansı düşük gibi. Grubun bu haftaki en önem seviyesi yüksek maçında, Partizan Maccabi Tel-Aviv'i devirerek grupta ilk 4'e girmek adına epey önemli bir yol aldı. Önümüzdeki haftalarda alacakları galibiyetler daha ilerisini de görmelerini sağlayabilir. Ancak Pekovic'i kaybediyor olmaları önemli bir dezavantaj.

Galatasaray Medical Park'ın yer aldığı D Grubu'nda sıralama üç aşağı beş yukarı belli gibi. Sadece Siena ve Kazan arasında bir ikincilik mücadelesinden söz edilebilir sanırım. Bu iki takımdan Siena'nın Kaukenas'ın sakatlığı ardından yaşadığı ve tahminen ileride yaşamaya devam edeceği düşüş bu yarışta Kazan'ı öne çıkarabilir. Rus ekibi geçen hafta Siena deplasmanında aldığı galibiyetin ardından bu hafta Galatasaray Medical Park'ı rahat geçti. Zaza'nın son maçına çıktığı Galatasaray, bu mağlubiyetle düşük olan ilk üç şansını büyük oranda kaybetti. Dördüncülük şansları büyük olsa da tam olarak kesin değil. İç sahada son hafta oynayacakları Olimpija maçı o konuda belirleyici maç olacak. Ama onun öncesinde iç sahadaki Siena veya deplasmandaki Barcelona maçlarından alacakları bir galibiyet, o maçın final maçı havasından çıkması için önemli bir galibiyet olur.

Önümüzdeki hafta Galatasaray iç sahada Siena'yı konuk edecek. Barcelona maçında yaratılan tribün atmosferinin benzerini bu hafta da görebiliriz. Siena'nın düşüş yaşadığı bu dönemde onlara karşı alınabilecek bir galibiyet Top 16'nın garantilenmesi manasına geliyor. İstanbul'daki bir diğer maçta Milano'yu konuk edecek Anadolu Efes de maçı kazanması halinde Top 16'ı garantileyecek. Milano'nun Gallinari'yi kaybettiği düşünürsek Efes'in şansı dağınık Milano karşısında epey büyük.

Şu an grup lideri durumundaki Fenerbahçe Ülker, haftaya Batum'suz Nancy deplasmanında boy gösterecek. Sarı Kanaryaları kanadı kırık bir rakip karşısında, kazanılması halinde Top 16 için büyük avantaj sağlar. Grubun diğer önemli maçında Caja Laboral, Atina'da Olympiacos karşısına çıkıyor. Spanoulis Fenerbahçe maçına kadar son 3-4 haftada çok etkiliydi. Kritik maçta takımı adına sorumluluk alması beklenebilir. Gelecek haftanın belki de önem derecesi en yüksek maçı Madrid'de. NBA yıldızlarını kaybeden iki takım Maccabi Tel-Aviv ve Real Madrid karşılaşacak. Bu maçı da Ntvspor'un yayınlayacağını da eklemek lazım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder