10 Aralık 2011 Cumartesi

Euroleague Hafta #8

Tecrübenin Euroleague’de ne kadar önemli olduğunu herkesin malumu. Çoğu takımın kadrosunda yer alan veteran yıldızların, kısa süreler oyuna girip, maçın gidişatını değiştirmesine çok kez şahit olduk. 35 yaşındaki Gianluca Basile bize bunu son örneğini geçen haftadaki Bilbao deplasmanında gösterdi. 

Bana kalırsa bu sezonun iki sürpriz takımı var. Birisi elemelerden gelen Galatasaray, diğeri ise uzun zamandır başarıya aç olan Bennet Cantu. İtalya’nın küçük bir şehrini takımı olan Cantu, zamanında Avrupa’da kupa kaldırmış bir ekip. Ancak uzun zamandır bu seviyeye uzaklar. Siena’nın hükümdarlık sürdüğü İtalyan Ligine son vakitlerde farklı bir hava katan ekip, tecrübeli Basile ve Marconato’nun liderliğinde emin adımlarla Top 16 yolunda ilerliyor. Zaten son maçta Bask takımı Bilbao karşısında son saniyede gelen Basile’nin üçlüğüyle Top 16’ya kalmayı garantilediler, ama hedefleri grup liderliği. Bu noktada yer aldıkları A Grubu’nda en büyük rakipleri şu an için Fenerbahçe Ülker gibi gözüküyor. 5’er galibiyetle grubun zirvesindeki iki takımın arasında son hafta oynanacak olan maçın belirleyici olmasını beklenebilir. Ancak Cantu liderliği istiyorsa bunun öncesinde deplasmanda Olympiacos maçını kazanmalı.   

Son haftaların çıkıştaki takımı Fenerbahçe Ülker, Fransa deplasmanında Batum’suz bir Nancy ile karşılaştı.  Fransa deplasmanlarının zaman zaman çok zor maçlara sahne olduğu bilinir. Geçen sene Cholet deplasmanında alınan mağlubiyet düşünülünce, bir acaba sorusu akıllara gelmedi değil. Ancak Batum’u kaybetmek Nancy’i grubun tek iddiasız takımı haline getirmiş. Jerrels’ın iyi formunu sürmesi, Nancy gibi dağınık bir takımın Gist için bulunmaz rakip olması, Fenerbahçe’nin galibiyete ulaşmasını oldukça kolaylaştırdı.

A Grubu’nun son maçında, Atina’da Olympiacos ve Caja Laboral karşılaştı. Geçen hafta İstanbul’dan yaralı dönen Olympiacos, Seraphin’i kaybettikten sonra hücumda oldukça aksayan Caja Laboral’i mağlup ederek 4 galibiyete ulaşmış oldu ve böylece iki takımın galibiyet sayıları eşitlendi. NBA’e giden Seraphin’in yeri bir an önce doldurulmazsa, Caja Laboral son yıllarda hiç yer almadığı bir sırada grubu bitirebilir.

Brose Baskets, Almanya’nın Alba Berlin’den bu yana çıkardığı en iddialı ekip konumunda şu an. Bu hafta Malaga deplasmanında aldıkları galibiyetle Top 16 yarışında bir adım öne çıktılar. Son iki mücadelen bir galibiyet çıkarırlarsa Top 16’ya kalmaları kesin gibi. Malaga ise kadro kalitesine paralel bir şekilde büyük düşüşte. Alacakları bir sürpriz yenilgi daha Top 16 dışında kalmalarına sebep olabilir.

Ekonomik krizden yara alan Panathinaikos, geçen sene tecrübeli koç faktörüyle ve Diamantidis’in müthiş oyunuyla şampiyonluğa ulaşmıştı. Bu sene sonunda ne olur söylemek zor elbette ama birkaç adım daha gerilemiş durumdalar. Eğer birileri Diamantidis’e yardımcı olmazsa, Final 4 bile zor ihtimal.


Fernanzdez’in son maçına çıktığı Real Madrid, haftanın maçında Maccabi Electra’yı farklı mağlup etti. Maçı Real adına kolaylaştıran ise genç yetenek Mirotic’in harkulade performansı oldu. Karadağ asıllı İspanyol yakaladığı dış şut yüzdesiyle galibiyeti getirirken, 34 verimlilik puanıyla haftanın MVP’si oldu.  Buna karşılık Farmar’ın gidişinden oldukça etkilenen Maccabi’nin ise o bölgede sorun yaşadığı gözüküyor. O pozisyona bir ekleme yapmaları ilerisi için gerekli bence. Haftaya oynayacakları Efes maçı sıralamalarını belirleme konusunda etkili olacaktır.  

Anadolu Efes’in ise Milano karşısında rahat bir galibiyet aldığı haftada öne çıkan isim Sinan Güler'di. Benchten gelen katkıyla gelen bu galibiyetle birlikte Top 16 garantilenmiş oldu. Eğer takım olarak yakalanan iyi hava kalan son 2 maçta sürerse grup liderliği ihtimali var. Ama Real Madrid’den ilk maçta yenilen büyük fark bu ihtimali güçleştiriyor.

Siena’nın son dönemlerde yaşadığı sakatlıklar takımın revire dönmesine sebep olmuştu. Lavrinovic’in uzun süre sakatlığına, Kaukenas’ın sezonu kapaması ve McCalebb’in sakatlığı eklenince İstanbul’daki maçta favori bu sezonun çıkış yapan takımı Galatasaray olarak gösterilmeye başlandı. Ancak Siena’nın tam bir sistem takımı olduğu unutulmuş olmalı. Çok sayıda eksiğe rağmen savunma sertliğinden ödün vermeyen Siena’da, Rakocevic’ten de skor katkısı gelince Galatasaray sahadan boynu bükük ayrılmak zorunda kaldı.

Yaşadığı mali kriz sonucunda kadrosundan önemli oyuncuları kaybeden ve bu hafta Prokom karşısına çıkan Olimpija, Prokom’a ilk galibiyetini hediye etti. Gelecek hafta İstanbul’da Galatasaray karşısına çıkacak Olimpija’nın bu maç son şansı olacak. Olimpija'nın bu kadro yapısıyla işi zor olsa da her maçı ciddiye almak lazım. Galatasaray bunu unutmamalı.

Gelecek hafta Fenerbahçe ve Galatasaray iç sahadaki maçlarını kazanırsa Anadolu Efes’in ardından Top 16’i garantileyecekler. Fenerbahçe deplasmanda yendiği Bilbao’yla karşılaşacak. Yaralı Bilbao’nun son şansı olduğunu düşünürsek, Fenerbahçe’nin seyirci desteğine çok ihtiyacı var.

Efes’in deplasmanda oynayacağı Maccabi maçıysa haftanın en önemli maçı konumunda. Bu maçtan alınacak bir galibiyete Efes’in çok ihtiyacı var. Maccabi’nin kadro eksikliği düşünüldüğünde bir ihtimal var ama Nokia Arena faktörü kadro eksikliğini unutturabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder